Ritimsiz Ruh - The Bones of You / Debbie Howells


               
                      RİTİMSİZ RUHTHE BONES OF YOU / DEBBİE HOWELLS



‘’The Bones Of You revolves arounda a young girl’s -Roise- murder an done woman’s -Joanna- obsession with uncovering the secrets in an idyllic English village. The novel is a dark psychological suspense thriller debut by Debbie Howells.’’



‘’Kitap Rosie adında bir genç kızın aniden ortalıktan kaybolmasıyla başlar ve çok geçmeden ölü bulunan bedeninin ardından gerçekler yavaş yavaş açığa çıkar.’’



Kitabın ilk kısımlarında olayların yavaş ilerlemesinden yakınsam da kitabın diğer kısmında kurgu güzel ilerleyerek hikâyeden zevk almamı sağladı. İnternetten baktığım kitap yorumlarında ve kitabın tanıtım yazısında açıkçası hikâyenin gerçek anlamından uzak ve tek düze olduğunu gördüm. Bence çok iyi kurgulanmış Korku-Gerilim kitaplarından biri.

Kate karakterini ilk başta gereksiz bulduğumu itiraf etmem gerek. Sık sık ‘yahu ölen komşunun kızı. Dıdısının dıdısı, bu kadın ne alaka?’ desem de ana karakterlerin psikolojik açıdan normal olmayışı hikâyeyi anlatma kısmının doğru kişinin ellerine bırakıldığını çok geçmeden anlamış oldum. Kate duyarlı ve iyi niyetli bir karakter. Eşi ve kızıyla aralarındaki bağ ve mutlu bir aile oluşları Andersonlarla tezatlık oluşturuyor. Bu da büyük resimde Andersonların ne kadar yüzeysel ve hastalıklı ilişkiler içinde yüzdüğünü daha açıkça gösteriyor.

Hikâye Kate’ten sonra kayıp kızımız Rosie’nin anlatımıyla devam ediyor. Kate olayları onun gözünden akıl ve mantık çerçevesinden   
-uzaktan- anlatırken Rosie ise tamamen içinde bulunduğu bozuk psikolojiyle resmin kötü tarafını daha açık görmemizi sağlıyor. Kendi anılarından sonra asıl olay annesi Joanna karakterinin yaşadıklarının kızının anılarıyla benzerliğini görmemizi sağlıyor.

Okurken çok kere Rosie’nin katilinin pislik Neal Anderson yani babasının olduğunu düşünsem de bunu ona yapanın kendi öz annesi olması ‘oha!’ diye noktalamamı engelleyemedi. Tam bir ruh hastası, manyak bir karakter olan Joanna, hamileliğini bile ‘hata’ olarak addederek mükemmellik hastalığıyla takıntılı bir hayat sürüyor ama bu takıntı kendi dışında herkesi memnun etmeye odaklı. Tabi ki de sevgili, muhteşem kocası Neal Anderson’ı !

Neal ve Joanna bence tencere-kapak olan bir çift. Çünkü Neal de kendinden başkasının memnun olmamasını isteyen türde biri. Joanna kendi zayıflığı ve takıntısıyla Neal’in güçlü duruşunun ardına saklanıyor ama bu seferde Neal’in sadist ve saldırgan davranışlarının kurbanı oluyor. Bu da kurdukları sağlıksız, bozuk aile yapısının yanlışlar silsilesinde kendi evlatlarının ölümüne sebep olmasını engelleyemiyor. Aslında ölen Rosie’den önce kendi ruhları. Ve o ölü, karanlık ruhlarla somut yaşantılarına paradan ve gösterişten sağladıkları yalancı kılıflar uyduruyorlar. Buna kendilerini inandırarak bu şekilde zavallıca bir hayat sürdürüyorlar.

Kitabı gerçekten çok beğendiğimi yineleyerek noktayı kitaptan alıntıladığım ayrıntılarla koyuyorum. Sağlıcakla kalın, Allah’a emanet olun! ^.^

(PART1)

ENİSE ALTINOK



Yorumlar

Popüler Yayınlar