STAJYER - THE INTERN

STAJYER – THE INTERN (2015)

Filmin konusu:

‘’The About Hit’’ adındaki bir e-ticaret sitesi yeni bir stajyer programı başlatır. Bu program 60 yaş üstü kişileri kapsamaktadır. 70 yaşında olan Ben Whittaker programa başvurarak şirketin sahibi Jules ile çalışmaya başlar. Jules Ben ile -kendi deyimiyle- ‘’fazla itaatkâr’’ olduğu için başta çalışmak istemese de kısa sürede aralarındaki ilişki dostluğa dönüşür.

Filme dair:

Filmin başlangıcında Ben karakterinin The About Hit adındaki popüler bir e-ticaret sitesinin yaşlı stajyer programına başvurusunu izliyoruz. Ben programa kabul oluyor ve çok geçmeden şirketteki herkesin sempatisini kazanıyor. Jules hariç.

İşkolik Jules ise o sıra her şeyden bir haber. Başlarda Ben’e ön yargılı yaklaşıp çalışmak istemiyor. Hatta bunun için iş arkadaşına mail atıyor. Fakat zamanla Ben’in kendini ispatlayışı Jules’un ön yargılarını yerle bir ediyor. 
Hatta Jules açıkça ona nasıl ihtiyaç duyduğunu ve mahremiyetini açtığını izliyoruz.

Ben karakterini o kadar çok sevdim ki ‘’70 yaş’’ önyargısını kıvrak zekâsı ve çalışkanlığıyla aleyhine çeviriyor. Bilmediği bir şey varsa ısrarla öğrenmeye ve Jules için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Böylece aralarından müthiş bir kimya oluşuyor.

Hikaye de sevmediğim belki de tek şey: ihanetin, kocasına sadık, hayalleri için elinden geleni yapmaya çalışan kadının suçu gibi gözükmesiydi. Karakter de aldatıldığını öğrenip her şeye göz yumuyor ve içten içe çok çalıştığı 

için kendini suçluyor. Aldatan kocasının -Mike- iyi bir insan olduğunu söylüyor. Evet, arka planda Mike karakterinin başka bir hikayesi var -çalışmıyor- ama filmin bu düşünce üzerinden ilerlemesi yanlış. Jules ihaneti bu kadar doğal karşılayıp kendi yoğunluğunun nedeni olarak görmemeliydi. Bu sanki  senaryoda zoraki bir mutlu son yaratma girişimi havası vermiş.

 

 

Naçizane fikirlerimin dışında mısırınızı alın ve keyifle izleyin derim!

ENİSE ALTINOK